MİNİ TARİHÇE
Kitabım Sen Gerçekte Sen misin? i yazarken yaptığım derin araştırmalar sonucunda; Yüz Okuma’nın eski Mısır, Yunan, İran, Roma ve Hint ve Türk-İslâm kültürlerinde üç farklı aşamadan geçtiğini gördüm:
1-ANTİK ÇAĞLAR VE AVRUPA
2-TÜRK-İSLAM SANATI’NDA YÜZ OKUMA
3-GÜNÜMÜZDE YÜZ OKUMA
1-ANTİK ÇAĞLAR VE AVRUPA
1-FİZYONOMİ – ÇİN YÜZ OKUMA SANATI
Fizyonomi (Fizyognomi) terimi, Yunanca physis -doğa ve gnomon- yorum kelimelerinin birleşimidir. Giovanni Battista Della Porta (1535-1615) ya göre gnomon, aynı zamanda yasa, kural anlamına gelmektedir; yani, fizyonomi “doğa yasası” demektir.
Bir çok kaynakta, Babil zamanında, beden dili ve yüz okumayla ilgili yorumlar yapan ve bunlarla geçimini sürdüren insanların varlığından bahsedilmektedir.
İlk fizyonomik incelemeler Yunan filozof ‘den Aristoteles’den kalmıştır. Benzerlik yönüyle ilişki kurmaya dayanan bu çalışmalar yüz çizgilerinin belirli bir hayvana benzemesi ile birey ve hayvan arasında orantılı uyumluluk kurma düşüncesine dayanır. Bunun dışında bireyin beden yapısı da Hipokrat’dan günümüze fizyonomik çalışmalarda incelenerek farklı beden tiplerinin ruhsal özelliklerle olan uyumu irdelenmiştir. Bu irdelemeleri gerçekleştirenlerin başında Alman psikiyatr Ernst Kretschmer ve Amerikalı William Herbert Sheldon gelmektedir.
Daha sonraki bulgular M.Ö. 3000. yıllarda Çin’e doğru uzanmaktadır. Çin Yüz Okuma Sanatı, aslında akupunktur ve geleneksel Çin Tıbbı ile aynı eski ilme dayanır. Bu bilgiye ait referanslar, M.Ö. 600’e kadar dayanan metinlerde bulunmuştur ve köklerinin M.Ö. 2697 ile 2597 arasındaki Sarı İmparator dönemine kadar izlendiği söylenir. Çinliler yüz okumayı çok önemsemiş ve sanat haline getirmişlerdir.
2-FRENOLOJİ
Burada döneminde çok önemli olmuş, Franz Jozef Gall’ ın geliştirdiği fizyonomiye yakın bir alan olan Frenoloji’den söz etmek istiyorum. 19. yüzyılda modern tıbbı etkileyen yüzden kişilik okuma çabaları olan Frenoloji, Yunanca frēn, “zihin”; ve logos, “bilgi” kelimelerinden oluşturulmuştur. Frenoloji kişinin kafasının şeklinden onun karakterini, kişiliğini ve suça yatkınlığını belirleme iddiasında olan bir teoridir.
3-PERSONOLOJİ
1930 lara gelindiğinde, Amerikalı hukukçu Edward Vincent Jones, Kaliforniya’da bir devre mahkemesi hakimi iken, benzeri suçlarla suçlanan kişilerin yüz benzerliklerini fark etmeye başladı. İnsan davranışları Jones’un tüm hayatını büyüledi. Bir süre sonra, kişilik özelliklerini kategorize ederek isimlendirdi. Edward Vincent Jones, 1940 başlarında yüzün dilini araştırmak üzere bir enstitü kurarak Personoloji üzerine ilk öğretim görevlisi oldu.
2-TÜRK İSLAM SANATI’NDA YÜZ OKUMA:İLM-İ SİMA, İLM-İ FİRASET VE KIYAFETNAMELER
İnsan yüz yapısı ile kişilik özellikleri arasında doğal bir bağlantının olduğu anlayışı olan fizyonomiden Türk-İslâm dünyası da etkilenmiştir ve ilm-i sima ve ilm-i firaset ve kıyafetname adları ile zaman içinde yaygınlaşmıstır. Tüm bedeni değerlendirerek yapılan kişilik analizine “ilm-i kıyafet”, sadece yüzdeki özellikleri değerlendirerek yapılan kişilik analizine de “ilm-i sima” (ilm-i feraset) veya yeni ifadesiyle ‘yüz okuma sanatı’ (fizyognomi) adı verilir. Fizyonomi ya da diğer bir değişle insan tanıma sanatı hem Türk hem de İslam Dünyasını etkilemiş ve bu ilimle ilgili birçok eser verilmiştir.
Türk kültüründe izlerine eski zamanlardan beri rastlanmakla birlikte yaygın olarak kullanılmaya başlanması on beşinci asırdan itibarendir.
3-GÜNÜMÜZDE YÜZ OKUMA
Yüz Okuma Sanatı; XX. yüzyılda sanayinin gelişimi ile işletme, yönetim, insan kaynaklarında çeşitli yöntemlerin uygulanmasına ön ayak olmuştur. XX.YYda, Yüz Okuma Sanatı üzerine çok sayıda deneyler yapılması ile olumlu gelişmeler olmuş ve sonuçları geniş bir uygulama alanı bulmuştur.
Günümüzde, bu kadim sanat, yurt dışında değişik mesleklerde zorunlu ders olarak okutulmaktadır. İş dünyası, psikoloji, tıp ve biyoloji gibi doğrudan bağlantılı bölümlerin yanı sıra iletişim, istihbarat, polis, kriminoloji, turizm, işletmecilik,insan kaynakları, ressamlık vs. fotoğrafların incelenmesi yoluyla hastalara teşhis koyma, tarihi resim eserleri üzerinde inceleme yaparak tarihi şahsiyetlerin karakterlerini belirlemek için halen kullanılmaktadır.